Mercedes Benz, tek şarjla 1.000 kilometreyi (648 mil) aşan ve güneş enerjisiyle çalışan konsept otomobili Vision EQXX’i tanıttı. Bu modelle beraber şirket, en uzun menzilli elektrikli vasıta unvanına da adını yazdırmayı başardı. Sadece aracın menzil haricinde da bazı göze çarpan özellikleri mevcut.
Mercedes yeni gözdesi Vision EQXX ile göz doldurdu
Birkaç haftadır aracın tanıtımını icra eden Mercedes, sonunda CES 2022 fuarında (Las Vegas’taki Tüketici Elektroniği Fuarı) tanıttı. Doğal pek oldukca şahıs bu otomobili şahsen görmek istiyordu. Fakat büyük şirketlerin çoğunluğu gibi, Mercedes de COVID-19 vakalarındaki artış sebebiyle CES’e fizyolojik olarak katılma planlarını iptal ettiğini açıklamış olduğu için etkinliği dijital ortamda gerçekleştirmiş oldu.
Sportif genetiği, şık ve fütüristik tasarımı ile Vision EQXX, muhtemelen Porsche Taycan, Audi E-tron GT ve Tesla Roadster benzer biçimde öteki lüks elektrikli araçlarla rekabet edebilecek bir üretim otomobilinin temelini oluşturacak. Öteki Mercedes konseptlerinden değişik olarak şirket bu modelde ayaklarını yere sağlam basmış olduğu için ortaya çıkacak sonuca oldukça yakın olduğu düşünülüyor.
Şirket, menzil tahminlerini gerçek dünyadaki trafik koşullarının bir simülasyonuna dayandırdığını ve 100 kilometrede 10 kWh yada kWh başına 6 milden fazla enerji tüketeceğini iddia ediyor. Fosil yakıt tüketim terimlerine çevrildiğinde, bu ABD’de galon başına 235 mil yada 100 kilometrede 1 litre benzine denk geliyor. Kısaca piyasadaki minimum yakan dizel araçların bile 5’te 1 ine karşılık ediyor.
Bunu perspektife koymak için Mercedes, 10kWh’nin bir çamaşır kurutma makinesi yada klima ünitesini üç saat kullanmaya yada 50 inç LED ekranda 50 saat tv izlemeye eşdeğer bulunduğunu belirtiyor. Sadece bu simülasyonlara ve tahminlere karşın Mercedes, Vision EQXX’in ürün yelpazesinin tamamen gerçekçi bulunduğunu ve teknolojik ilerlemelerinin çoğunun firmanın Modüler Mimari ekibi tarafınca vesilesiyle gelecekteki üretim araçlarına entegre edileceğini söylüyor.
Mercedes, bu enerji verimliliğini aracın tabanının altına oldukca büyük bir pili tıkayarak değil, aktarma organları verimliliği, enerji yoğunluğu, aerodinamik ve hafifçe tasarımdaki tüm noktaları dikkate alarak başardığını söylüyor. Vision EQXX yalnızca 1.750 kilogram ağırlığında. Ek olarak her ne kadar spor otomobillere direkt rakip olsa da hacim anlamında SUV kategorisine giriyor. Üstelik bu ağırlığın bir çok muhtemelen, ortalama 100 kWh enerji tutan fakat hem de Mercedes-Benz EQS sedandan yüzde 50 daha azca hacim ve yüzde 30 daha azca kütle kaydeden pil paketinden kaynaklanıyor.
Otomobilin ıslak damla şekli, aerodinamik sürtünmeyi azaltmayı amaçlıyor. Ek olarak Mercedes, 140 km/s rüzgar tüneli testine dayalı olarak 0.17’lik bir sürtünme katsayısına ulaştığını söylüyor. Bu EQS’nin üstün dereceli kıran 0.20’lik değerinin de üstüne çıkan bir kıymet. Doğal beğenimize sunulan vasıta hemen hemen konsept aşamasında olduğundan seri üretim bandından çıkan model gördüklerimizden birazcık daha değişik olabilir. Doğal verilerde de buna bağlı değişimler meydana gelebilir. Fakat şirket değişimi minimumda tutma mevzusunda iddiasını ortaya koyuyor.
Vision EQXX, aracın çatısına monte edilen 117 güneş pilinden destek alan hususi bir sisteme haiz. Avrupa’nın en büyük güneş enerjisi araştırma enstitüsü ile ortaklık içinde geliştirilen güneş çatısı bir taraftan menzili arttırırken, öteki taraftan yüksek voltaj sistemindeki enerji tüketimini dengelemeyi amaçlıyor. Mercedes’e nazaran güneş pilleri, ideal koşullarda ve uzun mesafeli yolculuklarda araca bir günde 25 km’ye kadar ek menzil ekleyebiliyor.
Doğal bunu başarmaya çalışan tek şirket Mercedes değil. Büyük durgunluğun peşinden kepenk indirmek zorunda kalan Aptera Motors adlı Kaliforniyalı bir şirket de kısa süre ilkin yine ayağa kalktığını duyurdu. Benzer bir halde Alman startup Sono Motors’un da güneş enerjisiyle çalışan bir elektrikli otomobil üstünde çalıştığını biliyoruz. Yakın bir bölgede bulunan Hollandalı startup Lightyear da kısa süre ilkin güneş enerjisiyle çalışan elektrikli otomobili Lightyear One’ı inşa etmek için bir üretim ortağı buldu. Kısaca rekabet giderek kızışıyor.
Vision EQXX’in iç kısmında, firmanın yeni Hyperscreen bilgi-eğlence ekranı bizleri karşılıyor. 56 inçlik cam parçasının içine yerleştirilmiş üç ayrı ekranın karışımı olan Hiper Ekranın aksine, Vision EQXX’in ekranı 47,5 inçlik devasa boyuta haiz olan ve tek parça halinde karşımıza çıkıyor. Ek olarak 8K çözünürlük ve son teknoloji grafik desteğini de bununla beraber getiriyor. Mercedes, bu boyuttaki bir ekranda ilk gerçek zamanlı 3D navigasyon sistemini geliştirmek için NAVIS Automotive Systems adlı bir şirketle beraber çalıştığını söylüyor.
Şirket, bu yeni navigasyon sisteminin 3D (3 boyutlu) kent gösteriminde uydu görüntüsünden 10 metre yüksekliğe kadar kesintisiz yakınlaştırma ve kaydırma işlevlerini gerçekleştireceğini söylüyor. Rakiplerinin çoğunluğu gibi, Mercedes de tüm hızıyla tamamen elektrikli bir geleceğe doğru aşama kaydediyor. G sınıfı modellerinin elektrikli versiyonları ve AMG yüksek performanslı araçları da dahil olmak suretiyle, 2030 yılına kadar serisinin elektrifikasyonu için 40 milyar euro (47 milyar dolar) boyutunda bir bütçeyi taahhüt edeceğini söylemiş oldu.
Avrupa Birliği, Çin ve Kaliforniya, 2035 yılına kadar içten yanmalı motorlu araçların satışını yasaklayacaklarını söylediler. Bu sebeple Mercedes’ten Ford’a kadar pek oldukca üretici 2030 yılına kadar tamamen elektrikli vasıta üretme kapasitesine ulaşacağını hatta içten yanmalı motor üretimini sonlandıracağını deklare etti. Doğal bu kararların Türkiye benzer biçimde ülkelere yansıması derhal akabinde mi olacak yoksa 2040’lı yıllara kadar beklememiz mi gerekecek sorusunun yanıtını ilerleyen yıllarda hep beraber göreceğiz.
Siz bu mevzu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı ihmal etmeyin!
Kaynak: teknolojipusulasi.com